Anamur’dan Kıbrıs’a Bakarken
Anamur ve Bozyazı’nın yüksek tepelerine çıkıp da gökyüzü açık, hava berraksa, karşıda Kıbrıs’ın dağlarını görmek insana tarifsiz bir heyecan verir. Geceleri, o dağlardaki ışıklar sanki Akdeniz’in ortasında bir başka dünyadan bize göz kırpar. Aynı duyguyu, Kıbrıs’ın kuzeyinden Toroslara bakan bir Kıbrıslı Türk de yaşar. Aynı denizin iki yakasında, birbirine bakan iki halk…
Kıbrıs, Anamur’a sadece 40 mil uzaklıkta, yani göz mesafesinde. Yeşiliyle, mavisiyle, doğa zenginlikleriyle Akdeniz’in doğusunda stratejik bir ada… Osmanlı, 1571’de Venediklilerden savaşlar sonucu adayı alarak Akdeniz’i bir Türk gölüne çevirmişti. Ancak 1878’de İngiltere’ye kiraya verilmesiyle dengeler değişti; 1918’deki Mondros Ateşkes Anlaşması’yla ada tamamen İngiliz egemenliğine geçti.
İkinci Dünya Savaşı sonrası, Kıbrıs Türkleri ve Rumlar arasında başlayan çatışmalar adanın kaderini belirledi. 1959’daki Zürih ve Londra Anlaşmaları ile Kıbrıs Cumhuriyeti kuruldu, İngiltere, Türkiye ve Yunanistan garantör oldu. Ancak Rum tarafı, daha en başından Türk halkına yönelik saldırılarla bu ortak cumhuriyeti fiilen sona erdirdi.
1974’te Yunanistan’daki cunta yönetiminin desteğiyle Kıbrıs’ta yapılan darbe, Türkler için yeni bir tehdit anlamına geldi. Türkiye, 20 Temmuz 1974’te garantörlük hakkını kullanarak Barış Harekâtı’nı başlattı. 14 Ağustos’ta başlayan ikinci harekâtla adanın kuzeyi Türklerin kontrolüne geçti. Bu operasyon, sadece bir askeri müdahale değil, aynı zamanda bir halkın varoluş mücadelesiydi.
Ardından Kuzey Kıbrıs Türk Federe Devleti kuruldu. Rum tarafı bunu tanımadı, Türklerin “azınlık” statüsünde olmasını savundu. 15 Kasım 1983’te ise Kıbrıs Türk halkı kendi kaderini eline alarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ilan etti. Rauf Denktaş, halkın oylarıyla kurucu Cumhurbaşkanı seçildi ve yıllarca bu görevi onurla yürüttü.
Yıllar geçti, liderler değişti ama Kıbrıs Türk halkının onurlu duruşu hiç değişmedi. 2005’te Mehmet Ali Talat, 2010’da Derviş Eroğlu, 2015’te Mustafa Akıncı, 2020’de Ersin Tatar, son olarak 2025’te Tufan Erhürman seçimi kazandı. Her biri kendi döneminde Kıbrıs sorununa farklı bir yaklaşım getirdi; kimisi federasyonu savundu, kimisi iki devletli çözümü.
Bugün Meclis’te 50 milletvekili var: UBP 24, CTP 19, DP 2, YDP 2, bağımsız 3 vekil. UBP lideri Ünal Üstel Başbakan, CTP lideri Tufan Erhürman ise yeni Cumhurbaşkanı. Farklı görüşlerin, farklı çözüm anlayışlarının buluştuğu bir döneme giriliyor.
Peki halkın seçtiği, ama Meclis’te çoğunluğu olmayan bir Cumhurbaşkanı ne yapar? İşte bu, Kıbrıs siyasetinin önümüzdeki yıllardaki en önemli sorusudur.
Zaman gösterecek... Belki de bu küçük ada, bir kez daha büyük bir değişimin habercisidir.
Bu haber 68 defa okunmuştur.