HENDEK-AYDIN- BİLDİRİ-GÜRUH
Ülkem, iç ve dış mihrakların kirli oyunları ve sinsi emelleriyle karşı karşıya. Bu kirli emel ve sinsi oyunlara kimileri bilerek, kimileri de bilmeden öyle ya da böyle destek olmaktalar.
Güneydoğu’da şehirlerimiz adı konmamış bir “SIKIYÖNETİM” ilanına mecbur edilmiş. PKK denen cani ve bebek katili terör örgütü; o bölgeyi bölgenin insanlarına dar etmiştir.
Bunalan bölge halkı, kurtuluşu göç etmekte bulmuş; terk edilen evlerin halini görmektesiniz. Sanki bir zamanların Beyrut’u görünümünde!
Sözde aydın denen binden fazla akademisyen, bu durumdan vazife çıkararak ve Başbakan’ın “Biz karşımızda el pençe divan duran akademisyen ve bilim adamı istemiyoruz” sözünden de cesaret alarak; PKK’nın teröründen hiç bahsetmeden: sanırsınız ki devlet orada terör estiriyor, toplu kıyım yapıyor manasında bir bildiri yayınlamışlar.
Bildiri akademik akıldan oldukça yoksun. Onun için kınıyorum. Her işte adil olmak akademisyenlerin ilkesi olmalıydı. Gerçi bildirinin özü: AKP’nin açılım süreci uygulamasına hiçte ters değil ya!
Bu bildiriye “ Kendini bilmez cahil bir kısım Güruh” diyerek tepki gösteren Sayın Cumhurbaşkanına da bu üslubu yakıştıramadım. Hukukun, yönlendirme ile cadı avı başlatmasını da yadırgadım. Devlet, hukuku baskı ve sindirme aracı olarak kullanmamalı. Bildiriye, “O hendekleri uzaylılar mı kazdı? Neden görmüyorsunuz?” diye haklı olarak kızan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a de bir çift sözüm var.
Doğru söylüyorsunuz. O hendekleri elbette uzaylılar kazmadı. Akademisyenler bunu görmemişler bilmemişler: o da doğru.
Fakat bu hendekler: “Gece Kondu” hendekler değil sanırım. O hendekler kazılırken, altlarına mayınlar, bombalar döşenirken hükümette kim vardı? İç işleri, Adalet bakanlığı koltuklarında kimler oturuyordu? O şehirlerin valilerini, kaymakamlarını, emniyet müdürlerini atayan ve onlara” Açılım sürecine zarar verecek her türlü eylemden uzak durun. Görmeyin müdahale etmeyin” diyenler kimlerdi?
Elbette bildiriyi imzalayan ve terörden hiç bahsetmeden bu aziz ve kutsal devleti suçlayan akademisyenler suçlu da sizler “Sütten çıkmış ak kaşık mısınız?”
Hendekler elbette yanlış. Bildiri elbette sakat, aydınlar bu millete yabancı, ama güruh kelimesi de çok ağır.
Neden milletçe: orta yolu tercih etmiyoruz, her zaman uçlardayız?
Olan bu ülkeye oluyor. Oslo’da görüş, Diyarbakır’da APO bildirisini oku, Kürt sorunu vardır de, Dolmabahçe’de mutabakat imzala; Habur’da seyyar mahkemeler kur, sınırları aç, kevgire döndür, hal ve tavırlarınla teröre destek veren bir tavır sergile; İşıd sever görüntüsü ver, sonra da kalk akademisyenleri suçla. Elbette o bildiri sakat ve kabul edilebilir değil. Ama sizin üç-beş yıldır yaptıklarınız ve takip ettiğiniz politikalar da yenir yutulur cinsinden mi?
Biz terör ve ülkemizin haklı davalarında ve eylemlerinde; hükümetimizin ve devletimizin elbette yanında ve arkasındayız. Bize bir Türk evladı olarak bu yakışır. Ama yanlış ve hatalı eylem ve icraatlarında da elbette ülkemiz ve ülkemizin çıkarları adına tenkit ve eleştiri hakkımızı kullanacağız.
Esen kalınız.
Nazım PEKER
Bu haber 1501 defa okunmuştur.