AKP’İN KAYBETME KORKUSU
AKP aslında sentetik bir partidir. Şartların zorlaması ve kimi odakların teşvikiyle oluşturulmuş, BOP amaçlarına hizmetle görevli bir partidir. (Bu benim değil, siyasetçilerin, akademisyenlerin ortak görüşüdür. Zaten R.T. Erdoğan’da; en az beş kere, “Ben, BOP’un eş başkanıyım” demiştir)
Alınan görev nedir, ne kadarı yerine getirilmiştir bilemiyoruz. Bunu en iyi bilen Eşbaşkan’dır. Bizler niyet okuyucu değiliz.
AKP, 2002 Kasım’ındaki seçimde alacağının zirvesine ulaşmıştır. AKP, ilk yıllarda ki açılımlarına, yasaklardaki gevşetmelerine, fakir-fukaraya yaptığı bütün yardım ve hizmetlere rağmen 2002 sonrası girdiği her seçimden vekil bazında küçülerek 2015 Haziran’ına gelmiştir.
İşte AKP’nin en büyük korkusu da budur.
Ya kaybedersem! Ya az vekil çıkarırsam. Endişe burada.
AKP’nin vekil seyir defterine bakarsak bu endişeyi daha iyi anlarız.
Yıl 2002, Çıkardığı vekil: 363 Ezici bir çoğunluk.
Yıl 2007, Çıkardığı vekil: 341. Kaybı: 22 vekil
Yıl 2011, Çıkardığı vekil: 327. Kaybı: 14 vekil
Yıl 2015, Çıkardığı vekil; 258. Kaybı: 69 vekil. Zirveden iniş başlamış.
2015 Kasım ise muamma. Olmak ya da olmamak! AKP, iktidarı kimselerle paylaşmak istemiyor. 17-25 Aralık korkulu rüyası. Zaten koalisyonun kurulamamasının önündeki en büyük dört engelden ikisi:
1- Cumhurbaşkanını tartışma konusu yaptırmamak
2- 17- 25 Aralık Büyük yolsuzluk ve Rüşvet dosyalarını açtırmamak ve yargıya taşıtmamak.
Değil miydi? Oysa geçmişi aydınlık olanlar; neden korksunlar ki?
PKK, neden durup dururken, seçimlerden hemen sonra terör eylemlerine başladı? Bu, sizce bir tesadüf müydü yoksa bir kurgunun siyasete sürülmesi miydi?
Kaybedecek şeyleri olmayanların korkusu da yoktur.
Ammaaaaaaaaa! Kaybedecek çok şeyleri olanların, korkusu da büyük olur. Bu, tarihi bir tespittir.
Onun içindir ki, partiyi A’dan Z’ ye elinde tutmak için; Genel Kongreye de müdahil oldu ve hem MKYK’yı hem de AKP’nin yönetim kadrosunu istediği gibi düzenledi. Hemşehrim de, sözüm ona Genel Başkan ve Başbakan.
Bütün hesaplar, mezar ziyaretleri, “Kürt sorunu yoktur” söylemleri, İŞİD’e karşı hava operasyonları; yıpranan imajı kurtarmak; milliyetçi seçmene selam salmak üzerine yapılmıştır.
İkili oynamaya devam: “Çözüm Süreci” neden kaldırılıp atılmadı da, buzdolabına kondu. Buzdolabına neden konur? Bunu, bu asil millet çok iyi biliyor artık.
1 Kasım akşamı, herkes tıraşını görecek. Şunu da takdir etmekte fayda var; AKP ve C. Başkanı 7 Haziran sonrasını kendi lehine kullanmayı çok güzel başarmış vaziyette.
Esen kalınız.
Nazım PEKER
NOT: 13 yıldır teröre karşı gerekli TEDBİRİ almayanlara şehit cenazelerinde TEKBİR aldırırlar.
Bu haber 1850 defa okunmuştur.