BİR KANA BAK, BİR DE KÂRA!
Umur Talu, Habertük’te (08/9) yazmış, Torunlar İnşaatın kârı “Bu yılın ilk altı ayında yüzde 965 fırlamış.”
Hemen hemen 10 “kat” artış…
Bu bilgi, holdingin sitesinde, kaza(!)dan sonra koydukları, “Acımız büyük” açıklamasının altındaymış. Ben de göreyim diye girdim, bulamadım… Muhtemelen, Talu’nun yazısından sonra sakladılar.
Tabii internette var… Meselâ, ekonomik-cozum.com.tr’nin 19 Ağustos tarihli haberi…
Holdingin ilk altı aydaki 10’a katlanan kârı ve 10 işçinin kanı…
Aslında, ilk altı aydaki tek akan kan bu 10 işçinin kanı değil… Daha evvel de Nisan’da bir işçi, yine üst katlardan düşerek hayatını kaybetmişti… 19 yaşında bir çocuk… Bir üniversite öğrencisi…
O çocuk, eğitim masrafını çıkarmak için o ölüm rezidansına çıkmıştı… İnsan sormadan edemiyor; devlet ne için var? Üniversitede okuyan bir çocuğa yardım etmeyecek, onun ihtiyaçlarını karşılamayacak da ne iş yapacak? Ne iş yapıyor?
x x x
Orada 300 işçi çalışıyormuş… Çalışma şartlarını İMC televizyonu, işçilerin isyanları eşliğinde, Haziran 2014’te ekrana taşımış… Dün akşam haberi tekrar gösterdi…
Çalışma şartları berbat… İnsanlık dışı…
Yerin 5 kat altında, nemli-küflü bir ortamda, derme çatma koğuşlarda kalmak,
Kendi tabirleriyle, “itin önüne atsan yenmeyecek yemekler”’i yemek zorundaydılar…
O rezidansın yapıldığı yeri bütün Türkiye biliyor… Oradaki rantı tahmin edersiniz… Bendeniz biraz daha yakından biliyorum… Çünkü vaktiyle, o bölgede emlakçılık ettim. Fiyatlar astronomik… 50-60 metrekarelik konutlar-dükkanlar 1 milyon dolardan başlıyor… Zaten rantı şirket de itiraf ediyor: İlk altı ayda %965…
O rezidansın 2 Km. ötesinde Hilton oteli var…
Holding, 300 işçisini, Hilton’da ağırlasa, oradan yedirse, o 965’ten pek az bişey eksilir… Belki 960’a falan iner… Rant o derece!
x x x
İNSAN HAYATININ EDERİ KAÇ?
Mesele, bu vicdansız sorunun cevabında..
Çünkü bu 10 işçinin öldüğü kaza(!) ne ilk, ne de son…
Bikere, her gün ortalama 3 işçi, iş kaza(!)larında ölüyor…
Sakat kalanları, çalışma şartlarından kanser olanları, kalp krizi geçirenleri bilmiyoruz, duymuyoruz bile!
Ara-ara, 10 kişi, 20 kişi, 301 kişi ölünce Türkiye gündemine geliyor…
Geliyor da ne oluyor?
Hiçbir şey!
Çünkü insan hayatının değeri yok…
Devlet katında da yok, vatandaş nezdinde de!
Devlet sıkı tedbirler alma lüzumunu asla duymuyor…
Vatandaş da pek oralı değil… Nisan’da ölen çocuğun ailesi, hukuk davasından vazgeçmiş… Çocuklarının hayatının değeri olsa davadan vazgeçerler miydi?
İnsan hayatının değeri çok açık, sıfır!
Sı-fır!
O vakit, böyle ölümlere şaşmalı mıyız?
İsmail Hakkı CENGİZ
Bu haber 1816 defa okunmuştur.
