![]() | |||||||||||||||||||||
| |||||||||||||||||||||
| |||||||||||||||||||||
Sponsor Alanı![]() Ana MenüSponsor Alanı![]() Sponsor Alanı![]() EN ÇOK OKUNANLARHAVA DURUMUSaatSponsor Alanı![]() Ziyaretçi Bilgileri
|
Siyasi Tarih Kapsamlı Geçmişe Bir Yolculuk![]() 19 Eyl?l 2012, 18:39 Nasıl ki, her insanın geni, onu diğer insanlardan ayıran farklı ve özgün kılan anatomik atomdur.
Tarihi ve kültürel değerlerde toplumları, diğer toplumlardan ayıran, farklı kılan, düşünsel atomlardır.
Bir toplum, özellikle o toplumun aydınları, tarihine, kültürüne, yani düşünsel genlerine yabancılaşır, o binlerce yılın imbiklerinden süzülen, değerlere uzaklaştıkça başka toplumsal değerlerin tutsağı ve oyuncağı olur.
Büyük İskender, bildiğiniz gibi bütün zamanların en büyük filozoflarından biri olan, Aristo’nun öğrencisi idi.
Aristo O’nun, gelecekte çok iyi bir devlet adamı ve komutan olacağını görmüş idi.
Bütün zamanların en büyük devlet adamı ve komutanlarından biri olan Büyük İskender ise hocasının, dahi ötesi bir filozof olduğunun bilinci ile diyaloğunu yaşadığı süre içinde canlı ve sıcak tutmuş, ne zaman dara düşse, zorda kalsa, ona başvurur, ondan ders alır, ondan karşılaştığı sorun hakkında çözüm önerisi talebinde bulunurmuş.
İskender, o ünlü doğu seferine çıkar ve o tarihte en büyük rakibi olan Pers Ordularını yenilgiye uğrattıktan sonra yoluna devam eder, önüne hangi ordu çıkarsa yenerek Hindistan’a kadar uzanır.
Hindistan‘daki Militarist direncini kırarak oraya yerleşir.
Fethettiği ülkelerde, kısa süre içerisinde düzeni kuran, yerel egemenlerle uzlaşıp, onlarla eşgüdüm içinde devlet erkini kendisine göre tanzim eden İskender, Hindistan’da ne yerel egemenlerle sağlıklı diyalog kurabilmiş, ne de kendisine göre devlet erkini tanzim edebilmiş.
İşin içinden çıkamayınca hocası Aristo’ya başvurup, oradaki açmazı hocasına anlatmış ve demiş ki:
"Hocam ben,
1-) Yerel egemenlerin hepsini kılıçtan mı geçireyim?
2-) Ya da hepsini zindana mı atayım?
3-) Veyahut hepsini sürgüne mi göndereyim?"
Aristo cevaben şöyle yazıyor:
“Hayır İskender. Bu yöntemlerin hiçbirisi sorunu çözmez.Şöyle ki:Birinci yönteme başvurursan, o zaman mevcut sorunlara ilaveten o egemenlerin yakınlarıyla arana kan davasını sokmuş olursun.
İkinci yönteme başvurursan, o yerel egemenler daha bir hırs ve kinle senin kuyunu kazmaya devam ederler.
Üçüncü yöntem, çok daha vahim sonuçlar doğurur, yerel egemenler, sana diş bileyen başka egemenlerle ittifak kurarak daha büyük problemler çıkarırlar.
Yapman gerekene gelince:
Yerel egemenlere erksel yetkilerini iade et, hepsi ile çok iyi diyalog kur, ama sürekli el altından yerel egemenlerin altına nifak sok, aralarına çelişki ve husumet sok, kendi aralarındaki sorun ve çelişkinin çözümüne izin verme.
Sorunun çözümü için sana başvurmalarını sağla, sen de bu sorunun çözümü için onları ikna edecek, suni gayret içinde ol. Ama asla yerel egemenlerin arasındaki sorunların çözümü yönünde değil, çözümsüzlüğün derinleşmesi ve kalıcılaşması yönünde irade kullan.
Bak o zaman yerel egemenler seninle uğraşmak yerine kendi aralarındaki sorunların çözümüne dikkatlerini verecekler ve hep sana muhtaç olacaklar.” Sorunun çözümü bu diyor.
Bu yöntemi uygulayan İskender ve kendisinden sonraki bu yöntemin bilincinde olan diğer hegomonik güçler, bu yöntemle dünya halkları ve devletleri üzerindeki egemenliklerinin ömürlerini uzatarak devam ettirmişler.Bu yöntem “Böl, Parçala, Hükmet” yöntemi olarak siyasi literatürdeki yerini almış.
Sonuç: Anlayana sivrisinek saz. Yaşar ALICI Bu haber 2682 defa okunmuştur.
|
Sponsor Alanı![]() SON HABERLERSponsor Alanı![]() Son Dakika HaberSponsor Alanı![]() |
|||||||||||||||||||
Her Hakkı Saklıdır - 2012 (Fatma ARIKAN) |