Yapılan açıklama aynen şöyledir;

“Kıymetli Hanımefendiler, Beyefendiler; aziz Mersinliler, sözlerime son ülkücü şehidimiz rahmetli Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nun severek gönülden okuduğu, mücadelesine ilmek ilmek dokuduğu ses bayrağımız Türkçemizde, Doğu Türkistan için dalgalanan güzel bir dörtlük ile başlamak istiyorum.

Çiçeklerin kan, çiçeklerin hoyrat..

Ne kaldı ki sende bu pervasız zulümden

Yeniden mavilere boyanır mı bu bayrak

Bir esaret zinciri sana yazılan her destan

Seninle, seninle sen olayım Doğu Türkistan.

Mübarek Ramazan aylarını Müslüman kanıyla kırmızıya boyamak Çin’in en asli vazifesi haline gelmiştir. Mesela Çin, Uygurluların kültürel kimlikleri ve dini yaşantıları üzerinde artan baskıları doğrultusunda 1994’te Komünist Parti Hükümeti’nin resmiyet tanıdığı meşrepleri yani Uygurların kültürel meclislerini hiçbir gerekçe gösterilmeksizin tekrar yasa dışı ilan etmiştir. Alkolizm, uyuşturucu bağımlılığı gibi sosyal problemlere karşı iyileştirici bir fonksiyonu olan meşreplerin yasaklanması 5 Şubat 1997’de 20.000 civarı Uygur’un Gulca’da ayaklanmasına sebep olmuştur.

Ramazan ayında Kadir Gecesi münasebetiyle düzenlenen bir meşrep toplantısına katıldıkları gerekçesiyle Müslüman gençler tutuklanmış, bu gençlerin salıverilmesini talep eden halk, ertesi gün 5 Şubat’ta sokaklara dökülmüştür. Barışçıl bir şekilde başlayan gösteriler güvenlik güçleri tarafından kalabalığın üzerine rastgele ateş açılması suretiyle bastırılmıştır. Göstericilerin taleplerine karşı polisin takındığı tutum, olayların büyümesine sebep olmuştur.

6 yıl önce Kızıl Çin’in Doğu Türkistan’da yaptığı kıyımı, halen olduğu gibi dünya görmezden gelmiştir.  Uygur-Türklerinin evleri yakılmış, sivil giyimli Çin polisler demir sopalarla Türklere saldırmış, sokaklar soydaşlarımızın cesetleriyle dolmuştur. Resmi kayıtlara göre 197 Uygur Türkü şehit edilmiş 2000’e yakın soydaşımız yaralanmıştır. Kızıl Çin, 1949’dan beri kana doymamıştır. İnsanlık tarihinin en uzun süreli ve en sistematik soykırımı bugün Doğu Türkistan topraklarında halen devam etmektedir.

Anlaşılmaktadır ki bugün Doğu Türkistan’da yaşananlar ne bir ilk ne de bir sondur. Bu sebeple bütün Müslüman âlemini din kardeşlerimiz için dua etmeye çağırıyoruz. Bütün Türk Dünyasını soydaşlarımız için ayağa kalkmaya davet ediyoruz. İnsanlık onuru namına, İnsan hakları ve bütün temel inanç özgürlükleri adına Dünya devletlerini ve Birleşmiş Milletleri göreve çağırıyoruz.

Çin’in vahşi tutumu devam ettiği sürece ta ki büyük hesap gününe kadar ülkücü hareketin elleri zalimleri yakasında olacaktır. Doğu Türkistan Mücadelesi İlk şehidimiz Ruhi Kılıçkıran’dan son şehidimiz Fırat Yılmaz Çakıroğlu’na kadar ülkücülerin gönüllerinde, dua dillerinde marş, mücadelelerinde kavga olmuştur. Ve biz var oldukça Doğu Türkistan davası var olmaya devam edecektir.

Yaşasın Ülkü Ocakları!

Yaşasın Bağımsız Doğu Türkistan!”