| |||||||||||||||||||||
| |||||||||||||||||||||
Sponsor AlanıAna MenüSponsor AlanıSponsor AlanıEN ÇOK OKUNANLARHAVA DURUMUSaatSponsor AlanıZiyaretçi Bilgileri
|
DON-AN-KARA, MHP'nin Ateşiyle Eridiİsmail Hakkı CENGİZ gitti, gördü ve gördüklerini-sizler için kaleme aldı... DON-AN-KARA, MHP’nin Ateşiyle Eridi 21 Mart, sabahın 07’si, Ankara buz kesiyor… MHP’nin 11. Olağan Kongresinin başlamasına daha saatler var… Kızılay’a doğru uzanıyorum. Kimsecikler yok, Suriyeliler hariç… Küçücük çocuklarıyla, dizlerinde battaniyeler sokaklarda oturuyorlar… O buz gibi ayazda, Türkiye’nin başkentinde, başkentin de göbeğinde, yürekler acısı bir manzara… Kahvaltı yapıp oyalanıyorum. Saat 08:30; TV’ler, Kongre’nin yapılacağı Arena stadından canlı yayın yapıyor, ağzına kadar dolmuş olduğu bildiriliyor. Saat 09:00’da, Arena’ya doğru yola çıkıyorum. Yakın, yaya yürüyorum. Sokaklarda hâlâ kimseler yok, parlak takım elbiseli, üç hilal rozetli küçük gruplar göze çarpıyor… İstikamet Arena! Bir de Suriyeli dilenciler… Sayıları her saat biraz daha artıyor… Kadın-erkek, çoluk-çocuk… “Bunlar bizim misafirlerimiz”! Ankara-Arena’ya yaklaşıyorum… Mahşerî bir kalabalık… İçeriden sürekli ikaz geliyor: “Salon tamamen dolmuş, istihap haddini aşmıştır… Lütfen girmek için daha fazla zorlamayalım.” Polis, Arena Stadını, iç içe birkaç çembere alıp, barikatlar kurmuş. İlk kuşağa yaklaşıyorum. En az yüz kişilik bir sıra, neyse görevli sayısı çok olduğundan “aranma sırası” çabuk geliyor. İlk “barajı” geçiyoruz… Önümüzde geniş bir bariyer kuşağı daha var. Girişini ararken, 4 sene evvel, Diyarbakır açık hava toplantısında tanıştığım, Hakkarî milletvekili aday adayı Aziz Gülbay’la karşılaşıyorum, sarılıyoruz. Girişi soruyorum… “Abi, ben de bulamadım”, diyor. “Ama ben bulmalıyım, birkaç fotoğraf çekmeliyim”, diyorum. “O vakit, beni de çek”, diyor. Çekiyorum.
Neyse, güç-bela Arena’nın bahçesine giriyorum. Hava hâlâ buz gibi! Salonun merdivenlerini buluyorum ama ulaşmak müşkül, içeriden sürekli ananos yapılıyor: “Lütfen kapıları zorlamayın!” Kendi kendime, “Eyvah diyorum, dışarıda donacağız!” Merdivenlere doğru son derece yavaş ilerleyen sıraya katılıyorum. Bitaraftan da salondan çıkanlar var… Merdivenlere ulaştığımda artık üşümediğimi fark ediyorum… Aslında, hava aynı hava… Ama MHP’lilerin ateşi yüksek! Burada, artık, fırtına olsa üşümezsiniz. Ankara’nın don havası çözülüyor… Artık Ankara sıcak… Mustafa Yıldızdoğan ateşli kalabalığı daha da coşturuyor. İktidara çattığı bir ara “yalan-dolan”dan şikâyetçi oluyor… Merdivenleri zorlukla çıkan 70 yaşlarındaki bir kadın, kendi kendine yüksek sesle söyleniyor: “Bizim yalanla, talanla, haramla işimiz olmaz”. İçimden, “Aynı anam gibi konuştu” diyorum. Salonun koridoruna girmeyi başarıyorum. Kongrelerin müdavimi Tekin Cinsel ve Sandıklı MHP İlçe Yöneticileriyle karşılaşıyorum. Ellerimiz zor kavuşuyor, Tekin, “Abi, geri dön, salona giremezsin” diyor. Birkaç fotoğraf çekeyim bari diyor, devam ediyorum. Çekiyorum. Aksakallı dedeler, Gencecik torunlar, Eengelli gönüldaşlar vardı… Bunlara baktığınız vakit, hiçbir menfaat beklentisi içinde olmadıklarını, tek arzularının memleketin, milletin selâmeti olduğunu anlıyor, hissediyor, duygulanıyorsunuz. x x x ATMOSFER ÖNCEKİLERDEN ÇOK FARKLI MHP’nin 2010 ve 2012 kongrelerine de katıldım. Hiçbirisi dünküne benzemiyordu. MHP’lilerde büyük bir “iktidar arzusu” gördüm. Mevcut iktidara kızgınlık ve ondan bıkkınlık gördüm. Mardin’den, Kars’tan, Edirne’den, Mersin’den, Adana’dan yörel esintiler ve hepsinde coşku ve heyecan vardı. Haklarını verelim: En iyi hazırlananlar ise Emirdağlı Ülkücülerdi… Spor salonunun bahçesinde, gün boyunca coştular, coşturdular. Tebrik ediyorum onları.
Milliyetçiler, 21 Mart 2015 günü, hâkikaten donan Ankara’nın buzlarını eritti… Nitekim o gün Nevruz’du… Ergenekon mağaralarından çıkışın, Ergenekon mağaralarının önündeki demir dağların eritilişinin yıldönümü… MHP lideri de bir Bozkurt ve bir Asena’yla, bin yıllar önceki demircinin dağları eritişini, demir döverek andı ve kutladı. Gözyaşartıcı bir manzaraydı.
x x x MHP kongrelerini seviyorum, o coşku insanı duygulandırıyor. İçini ısıtıyor. Bahçeli’nin konuşmasını seviyorum. Hitabet güçlü değilse de “şuurlu” bir ses! İnsana moral ve kuvvet veriyor. MHP, ülke bütünlüğünün sigortası… Bu sigortanın güçlenmesi sağlanmalı. Ama yenilenmeli de! Haber-Yorum: İsmail Hakkı CENGİZ
|
Sponsor AlanıSON HABERLERSponsor AlanıSon Dakika HaberSponsor Alanı |
|||||||||||||||||||
Her Hakkı Saklıdır - 2012 (Fatma ARIKAN) Altyap?: MyDesign Haber Sistemi |