gazete anamur
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

Sponsor Alanı


Ana Menü

Sponsor Alanı

 

Sponsor Alanı


EN ÇOK OKUNANLAR

Dost Siteler

HAVA DURUMU

ANAMUR

Saat

Sponsor Alanı

 

Ziyaretçi Bilgileri

»Aktif 26  
»Bugün 2000  
»Toplam 15001797  
Sayın Ziyaretçimiz
»IP'niz | 54.147.17.95
» Bu sitemizi ziyaretiniz

Eller Tetikte, Gözler İŞİD'te!

10 Ekim 2014, 23:45

              Eller Tetikte, Gözler İŞİD’TE! 

TEHLİKENİN Farkında mısınız? 

‘’ Onların gidecek yeri vardı, ölümden kaçarak Türkiye’ye sığındılar. Kimleri Irak’tan, kimileri Suriye’den… Yıllar öncesinde olduğu gibi onlara kucak açan tek ülke oldu Türkiye. Hayata bu topraklarda tutundular. ’’ 

 Güneydoğu sınırlarımız ötesinde yıllardır ölüm kol geziyor.  Irak’ta, Suriye’de İslam dünyası kan ağlıyor. Suriye’de süregelen iç savaşta yaşanan insanlık dramı, sadece o coğrafyada yaşayanları değil, yüreğinde insani duygular taşıyan herkesi yaralıyor, isyan ettiriyor. Ama bu bölgede yaşananlar, en çok da, İslam âlemini yaralıyor. 

 Çünkü İŞİD adında eli kanlı bir terör örgütü, 10-15 bin kişilik gücüyle Müslümanlık adına, Müslümanları kurşuna diziyor, kafa kesiyor, tüyler ürpertici bir vahşet sergileniyor. 

 Hiçbir şekilde yüce dinimiz İslam’ın kabul etmediği bu vahşeti gerçekleştirenlerin, Müslümanlıkla yakından, uzaktan ilişkisi olamaz. Bu vahşeti gerçekleştiren güruh; olsa, olsa beynini ve aklını terör illetine teslim etmiş, insanlık düşmanı katillerdir. 

 Ülkemizin, bu vahşet süreci sınırlarımıza yaklaştığı andan itibaren almış olduğu son tedbir, bayram öncesi T.B.M.M’den çıkarılan tezkere olmuştur.  

 Çıkarılan bu tezkere ile gerektiğinde T.S.K’ya sınır ötesinde operasyon yetkisi ve yabancı askerlerin Türk topraklarında bulunmasına izin verilmiştir.

 Ama bu tezkere ile ülkemizin önüne çok tehlikeli ve kritik bir süreç konulmuştur! 

 Aynı süreç, 1991 ve 2003 yıllarında da yaşanmış ama ülkemizin savaşın eşiğine geldiği o dönemde; hükümetlerimizin benzer içerikli tezkereleri, T.B.M.M’den onay alamamış, böylece Ortadoğu bataklığından uzak kalmıştık. (Bk. ‘’10’ların İzleriyle Türkiye’’ isimli yeni kitabım.) 

 Her ne kadar onaylanmayan bu tezkerelerin reddi nedeniyle, Musul ve Kerkük petrolleri; ülkemize dolar olup, akmamıştı ama hiçbir maddi kazanımla kıyaslanmayacak bu ülkenin yiğit evlatları; emperyalist çıkarlar-amaçlar-ortaklıklar uğruna, ‘’bir koyup üç alacağız’’ söylemleri adına, ne şehit düşmüş ne de gazi olmuştu. 

 Bayram öncesi AKP ve MHP’nin oylarıyla kabul edilen tezkere, şimdi aynı amaç uğruna, bu defa Suriye ve Irak’ta İŞİD Militanlarıyla Türk askerini karşı, karşıya getirebilecek; yani Mehmetçik ülkemizin milli menfaatlerini ilgilendirmeyen sıcak bir savaşın içinde görev alabilecektir. 

 Suriye’den sınırlarımıza vaki bir saldırı, bölgede ülkemizi tehdit eden bir devlet oluşumu gündeme gelmediği sürece bu savaş, hiçbir şekilde bizim savaşımız olmayacaktır. 

 BM Güvenlik Konseyinden bölgeye ‘sadece havadan müdahale’ yetkisi alan koalisyon güçlerinin lideri Amerika’nın, yıllardan beri ülkemizin bütünlüğüne kast eden, gerçekleştirdiği terör eylemleriyle binlerce askerimizi, güvenlik güçlerimizi, çocuk, kadın, yaşlı demeden vatandaşlarımızı kahpece katleden; her türlü milli servetimizi yakıp, yıkan. Ve hala sokaklarımızı alev topuna çevirmeye devam eden P.K.K Terör örgütünün inlerini temizlemek adına, T.B.M.M’den alınan yetkiyle, Kuzey Irak’taki P.K.K terör odaklarının ortadan kaldırılması hamlemizde, Türkiye’ye izin vermediği henüz unutulmuş değilken!

 Bu yetkiyi kullanmayan/kullanamayan AKP Hükümetinin o dönemi kapsayan icraatları da ortadayken! Bu yeni tezkerenin amacı nedir? 

 Türkiye’nin dış politikalarındaki, özellikle Ortadoğu politikasındaki başarısızlıkları nedeniyle giderek yalnızlaştığı günümüzde, alınmış olan bu karar; emperyalist ülkelerin yeniden gözüne girmek için midir? Yoksa BOP’a eş başkan olmanın ev ödevi midir? 

 T.B.M.M’de onaylanan bu tezkerenin yöneteni kim olacaktır? Türkiye mi? Amerika mı? 

 Yıllar öncesi meclisimizden alınan yetki ile Irak’ın kuzeyinde yuvalanan P.K.K Terör örgütünün ve militan kadrosunun yok edilmesi iznini vermeyen Amerika; yıllar sonra bugün, Irak ve Suriye’de Türkiye’nin çıkarlarını düşünecek midir? 

Suriye’ye müdahale kararı alınması safhası öncesinde, BM üyelerine hitap ederken; ’ ülkemizdeki P.K.K gerçeğini de görün, bu terör sürecinde neden yanımızda yer almadınız’ diyerek, dünya kamuoyuna seslenenler!  

 Bu son tezkere ile Kuzey Irak’a girip, Kandil’e el koyarak, oradan yıllardan beri Türkiye’yi tehdit eden P.K.K’nın lider kadrosunu ele geçirebilir mi? Bilinen açılımlarla, çözüm sürecine kilitlenen iktidar yönetimi bunu yapabilir mi?  

 Tabii ki, hayır! Çünkü bu süreçte Amerika P.K.K’nın yaşamasını, İŞİD Militanlarının yok edilmesini istemektedir. 

 İşin özeti: Suriye ve Irak’ta bizim değil, Amerika’nın söyledikleri yapılacak, emperyalizmin o sinsi ve karanlık yüzü kazanacaktır. 

 Ya kaybedenler? 

 Öncelikle Saddam ve Esat zulmü ile yüz binlercesi katledilen insanlar; sonrasında ise Amerikalı Conilerin çizmesiyle acımasızca ezilen, tecavüz edilen Müslüman kadınları, perişan olan çocuklarıyla, insan sefilliğinin yaşandığı, toprakları paramparça edilmiş, Irak ve Suriye olacaktır. 

 Ortadoğu’nun kan gölünde boğulan milyonlarca Müslüman, şimdi de İŞİD teröristlerinin, kelle avcılarının pençesindedir. Onlar, ölümün kol gezdiği o coğrafyadan kaçarak, ülkemizin vicdanına sığınmışlardır. 

 1.5 Milyon Iraklı ve Suriyeli büyük şehirlerimizde kurulan kamplarda kalmaktadırlar. Bu insanlar için ülkemizi yönetenlerin kimisi 3,5 milyar, kimisi ise; 4 Milyar TL harcandı açıklaması yapmıştır! 

 Pekiyi, bu insanların kaldıkları şehirlerde sergiledikleri görüntülere ne denmelidir? Kimileri avuç açmış dilenirken, kimileri ise; çöp konteynırlarının içinde yiyecek bulmanın peşindedir! 

 Neden? 

 ‘Ve bayramı ayakkabısız, yalın ayak yaşayan çocuklar! ‘ Onlarda çocuk, sığınmacı olsalar da, çocuk… Çıplak ayaklarıyla koşturarak, trafik ışıklarında duran araçların camlarına dayadıkları o güzel gözleriyle öylesine bakıyorlar bizlere! 

 Gözlerinde içi boş bir pırıltı! Anlam veremedikleri bir yaşam!  Belli ki, yok, olup giden ülkelerinde, yakılıp, yıkılan evlerinde kalmış o bayram günlerinin hasreti var, o minik yüreklerinde… 

 Gerçek o ki, savaşın ateşi daima düştüğü ülkeyi ve ülkenin insanlarını yakıp, yok etmiştir. Yine öyle olmaktadır. 

 Biz de yaşamadık mı o acılı günleri? Kırmadık mı esaretin zincirlerini yürek, yüreğe? Düşman çizmelerinin ezip, parçaladığı bu ‘Gazi toprakları’, yeniden bir araya getirebilmek uğruna;  

Bağımsızlığımız için bedelini kanımızla, canımızla ödemedik mi hep birlikte? Hatırlayalım o günleri! Kim vardı ardımızda? Bize, bizden başka kim destek oldu, kim güven verdi o dönemde? 

 Bakın etrafınıza! Bir bakın bu ülkede yaşananlara! 

Savaşın sıcak yüzü kapımızda! Mehmetçiğin elleri tetikte, gözleri İŞİD canavarındadır!  

Tanklarımızın namluları Kobani’ye çevrilmiş, Suruç’un mahalleri boşaltılmıştır.  

 Ülkemiz, komşularımızla ‘’Sıfır problem’’ ve ‘’Stratejik derinlik’’ diye, diye Ortadoğu bataklığına doğru yol almaktadır! 

 Gerçekten de tehlikenin farkında mıyız? 

 Amerika bizim hedefimiz İŞİD, Türkiye Esat rejimi derken! Ülkemizi yönetenlerin, muhalefet liderlerinin akıl almaz siyasi söylem düelloları sürerken!  

 Ağırlıklı olarak güneydoğu illerimizde kimi İŞİD, kimi P.K.K yandaşları sokaklarımızı yangın yerine döndürür, çevreye her türlü Vandallık yapılırken, Atatürk’ün heykelleri yakılıp yıkılırken; neredesin ey sağduyu? Lütfen biraz soğukkanlı olalım. 

 Bu ülke bizimdir, hepimizin. Bizi, biz yapan aramızdaki kardeşlik, dostluk, kültür, dil, din ve tarih bağlarımızdır.  

Unutulmasın ki, bu coğrafya bizim son toprağımızdır. Geleceğimiz bu toprakların hamuruyla yoğrulacaktır.  

 Bu toprakların hamuru;  

Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Arabıyla, Sunnisi, Alevisi, Ermenisi, Yahudisiyle, kısacası; 2 bin yıllık tarihimizin yürek birlikteliği ve insan zenginliğimizle yoğrulmuştur, Türk Milleti böyle doğmuştur. 

 Bu hamuru sulandırmak, mayasını bozmak isteyenler, bu sinsi amaçlarına asla ulaşamayacaktır. Çünkü Türk Milleti, böylesi tehlikeli oyunlar karşısında; hele, hele savaş çığlıklarının atıldığı böylesine kritik süreçlerde; daima tek yürek olmuş, bir ve beraber olmanın ezici gücüyle tüm şer odaklarını, provokatörleri yok etmesini bilmiştir. Ardımızda kalan yaşam, bunun çarpıcı örnekleriyle dopdoludur.  

Tarih sayfaları, Türk Milletinin değişmeyen - değiştirilemeyen bu özelliğini hep böyle yazmıştır; yine böyle yazacaktır.

 

Atilla ÇİLİNGİR

Kıbrıs Gazisi

www.atillacilingir.com

Bu haber 1016 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
Aday listeleri tamam. buruyun sahaya...10 Mart 2024

Sponsor Alanı


SON HABERLER

Sponsor Alanı

 

Son Dakika Haber

Sponsor Alanı

 

Her Hakkı Saklıdır - 2012 (Fatma ARIKAN)
RSS Kaynağı | Anasayfa | İletişim

(c)2012 Gazete Anamur