BAŞBUĞLAR ÖLÜR MÜ HİÇ


Açıklama: Yazarımız nazım PEKER Türk'ün Başbuğ'u Alparslan Türkeş'in 4 Nisan Ölüm yıldönümünde anlamlı bir yazı kaleme aldı.
Kategori: YORUM-ANALİZ
Eklenme Tarihi: 04 Nisan 2018
Geçerli Tarih: 29 Mart 2024, 16:39
Site: gazete anamur
URL: http://www.gazeteanamur.com/haber_detay.asp?haberID=3114


                 BAŞBUĞLAR ÖLÜR MÜ HİÇ

 

            O’na bu millet, Başbuğ demişti. O, sadece Anadolu’da yaşayan Türklerin değil, dünya Türklüğünün de lideriydi. O, yıllar oldu aramızdan ayrılalı. Ama ömrünü adadığı Türklük davası ise Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar uzanan koca bir coğrafyada dalgalanmakta.

 

Dünyanın komünist egemenliğine gireceğine inanıldığı günlerde bile, tutsak Orta Asya’nın özgürlüğüne kavuşacağını söyleyen tek lider O idi. Yüce Allah O’na bu mutluluğu dünya gözüyle görme şansını da bahşetmişti.

 

Türk siyaset arenasına diktiği MİLLİYETÇİLİK bayrağı, dalgalanmakta ve kimilerine inat günden güne de büyümektedir.

 

Şaşırtıcı bir hafızaya sahipti.1944 milliyetçilik olaylarını, 27 Mayıs’ı en ince detaylarına kadar anlatırdı. Bu olaylarda rolü olan yüzlerce kişiyi soyadlarıyla bile hatırlardı.

 

“Size yapılan bunca kötülük ve işkenceye karşı neden onların metotlarıyla karşılık vermediniz?” sorusuna; “Karşımızdakiler de bu milletin evlatları. Ama aldatılmışlar. Onlara kötülük etme düşüncesine hiç sahip olmadım.” diye süper bir cevap verdiği unutulur mu hiç?

 

Herkesleri. “Bana hakaret ettiler” diye mahkemeye veren günümüz çakma liderlerine duyurulur. Başbuğluk, liderlik kolay mı oluyor sanırsınız?

 

Türk medyasının O’nu hep kavgacı ve kırıcı tanıtmasına; “Ben başından beri böyle barışçı ve uzlaşmacı idim. Onlarda artık beni yavaş yavaş anlamaya başladılar” diyerek hata ve kusurları bile açıktan yüzlerine vurmaması bir asaletin ve erdemin tarifsiz anlatımıydı.

A.Türkeş, hiçbir partide bulunmayan çelik gibi bir parti tabanına sahipti. O, isteseydi 3 milyona yakın taraftarını sokağa döker, istediği siyasi sonuçların hepsini alırdı. Ama O, kültür milliyetçiliğine, demokrasiye ve barışa inanmıştı.

 

Geçen zaman içinde ÜLKÜCÜ hareket hızla gelişti, büyüdü. Devleti emanet edecek kadrolara sahip oldu. Türkiye; alttan alttan ÜLKÜCÜ gençliğin yönetimine girdi. Kendisi ve MHP TBMM’inde olmamasına karşın; ÜLKÜCÜ gençlik devletteydi, devlet kadroları onlara emanetti.

 

Atatürk’ün CHP’sinin içine düşürüldüğü vahim durum sonucu; MHP, Türkeş ve ÜLKÜCÜ gençlik hep zulüm görmekteydi. CHP, Atatürk’ün Türk Milliyetçiliği fikrinden sapmış belirsiz bir SOLCULUĞA ve KOMÜNİZME yamanmaktaydı. Bu nedenle Milliyetçilik Rıza NUR’un dediği gibi fıska bürünmüştü. Bu fısk; Türklüğe ve Müslümanlığa ihanet çapına çıkmıştı.

 

Solcu ve komünistler için TÜRKLÜK, utanç verici bir ırk aidiyeti halini almıştı. Tıpkı bugünkü hâkim siyasilerin görüşü gibi.

 

A.Türkeş’e “Neden parti kurdunuz?” sorusuna; “Eğer CHP Atatürk’ün partisi olarak kalsaydı ben neden parti kuracaktım ki!” cevabı da çok manidardır.

 

A. Türkeş, ömrünü Türklüğe ve Türk milletinin yücelmesine, medeni ve kalkınmış ülkeler ligine çıkması için harcamış eşsiz bir liderdir.

 

O, eğer komünizme geçit verseydi; bugün Türk’e ve Türkiye Cumhuriyeti’ne şaşı bakanlar; o koltuklarda olabilirler miydi?

 

K.Evren’in ihtilali sonrası çok mağdur olmuştu. Kendisine “Neden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gitmiyorsun?” diyenlere; “Ben devletimi neden Avrupalara şikâyet edeyim. Bu, bana yakışır mı?” cevabı da O’nun milletini ve devletini ne kadar çok sevdiğinin bir kanıtıdır.

 

Başbuğ Türkeş, çelik gibi bir iradeye, engin bir hoşgörüye, sınırsız bir sabra sahipti.

 

O, aziz ve necip Türk milletinden Türk milleti ve Türk dünyası da ondan memnundu. Öyle olmasaydı; Bu aziz millet ve Türk dünyası O’na: BAŞBUĞ sanını layık görür müydü?

 

Ruhun şâd, mekânın cennet olsun, ey büyük insan Türk dünyasının BAŞBUĞU Alparslan TÜRKEŞ. Vatan sana minnettardır. Başınız sağ olsun ÜLKÜCÜ gençlik!

 

            4 Nisan da bizler üşümüştük, ülke üşümüştü.

 

             Esen kalınız.                                                                   

 

            Nazım PEKER

 

            NOT: AKP ile aynı havaya giren S. Bahçeli, inşallah Başbuğ’un adını da bir üniversiteye verdirir. Umuyor ve bekliyoruz.